Süt
Sığırlarının Önemli
Hastalıkları Ve Korunma
Yolları
Prof. Dr. Hasan
BATMAZ
U.Ü. Veteriner
Fakültesi
İç Hastalıkları
Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi
GİRİŞ
Bir sığırcılık işletmesinin
amacı sağlıklı yetiştirme ve
iyi verim elde ederek karlı
bir işletme
oluşturulmasıdır. Bir
hayvanın sağlıklı olabilmesi
için öncelikle uygun çevre
şartlarının sağlanması
gereklidir. Çevre
şartlarının uygun olmadığı
ortamdaki sığırın verimi
azalacağı gibi, hastalıklara
yakalanma ihtimali
artacaktır. Bu nedenle
sığırlar için başlıca temel
gereksinimleri şöyle
sıralayabiliriz:
* Susuzluk, açlık ve kötü
beslenmeye maruz bırakmamak
* Hayvanların sağlıklı ve
canlı görünümleri için taze
su ve yemlerini sağlamak
* Hastalıklardan ve
yaralanmalardan korumak
* Hastalıkların en kısa
sürede tedavisini yaptırmak
ve önlemlerini almak
* Hayvanın normal
davranışlarının çoğunu
baskılayan hareket ve
şartlara maruz bırakmamak
Her hayvanın olduğu gibi
sığırların da temel
gereksinimleri sağlandıktan
sonra ilgili hastalıkların
önlenmesi için özel
tedbirlerin alınması
gereklidir. Bunun için de o
hastalıklar hakkında bilgiye
ihtiyaç vardır. Bu amaçla,
sizlere en sık
karşılaşacağınız beslenme,
metabolizma ve enfeksiyon
hastalıklarının önemlileri
hakkında kısaca bilgi
verilmeye çalışılmıştır.
1.
BÖLÜM BESLENME HASTALIKLARI
Sığırlar yaklaşık 200 litre
hacminde ön midelere
(işkembe, börkenek ve
kırkbayır) sahiptir. Bu
hayvanlar aldıkları yemleri
ve diğer maddeleri oburca
tam çiğnemeden yutarlar,
daha sonra geviş getirerek
sindirime hazırlarlar. Ön
midelerde sindirim
faaliyetlerini yapan, gözle
görülmeyen milyarlarca
yararlı canlı bulunmaktadır.
Bu canlılar ani yem
değişikliklerinden, normal
olmayan beslenme
şartlarından çok fazla
etkilenirler. Bu nedenlerle
hatalı besleme sonucu
beslenme hastalıklarına çok
sık rastlanmakta olup,
bunların önemlilerinden
bahsedilmiştir.
Yutak ve Yemek Borusunun
Tıkanması
Nedenleri: Sığırlar
obur hayvanlar oldukları
için yemleri ile birlikte
normal yem maddesi
niteliğinde olmayan
cisimleri de yemek isterler.
Çoğunlukla da çiğnemeden
yuttukları için pancar,
turp, patates, elma gibi
yumru biçimindeki maddeler
yutak ve yemek borusunun
tıkanmasına neden olur.
Belirtileri: Genellikle
bu tür cisimlerin
alınmasından çok kısa süre
sonra ortaya çıkar. Hayvanda
ani bir huzursuzluk, yerinde
duramama ve salya akışı
görülür. Yutak veya yemek
borusu tıkandığından ön
midelerdeki (işkembedeki)
gaz çıkışı engellendiği için
hayvanın işkembesinde çok
şiddetli bir şişlik başlar.
Korunma Yolları:
Sığırlara bu tür yumru
niteliğindeki maddeler
yedirilmemelidir. Sığırlar
çöplük ve benzeri yerlerde
otlatılmamalıdır.
Rumen Hipoaktivitesi
(İşkembe İçeriğinin Yetersiz
Olması)
Nedenleri:
Yemdeki enerji, protein ve
iz elementlerin eksikliği,
yemde bu maddelerin güç
sindirilebilir olması,
enerji/protein dengesinin
bozulması, konsantre yemin
yetersiz verilmesi, kötü
kaliteli yemin çok
yedirilmesi gibi nedenlerden
ileri gelir. Kötü beslenme
şartlarında sık görülmesine
rağmen, hayvan sahipleri
tarafından hastalık olarak
değerlendirilmemektedir.
Belirtileri: Genellikle
iştahları iyidir ve normal
gıda özelliğinde olmayan
maddeleri de yeme istekleri
vardır. Karında büyüme,
sarkıklık ve baş, gövde ile
ayakların gelişmesi arasında
dengesizlik bulunur. Gelişme
dönemindekilerde akranlarına
göre büyüme geriliği oluşur.
Süt veriminde azalma
gözlenir. Korunma
Yolları: Kötü ve
dengesiz beslenme
şartlarından kaçınmak
gerekir. Konsantre yem /
kaba yem oranı 3/2
olmalıdır. Yemlerine premiks
katılmalıdır.
Basit Hazımsızlık ( Basit
İndigesyon )
Nedenleri:
Sığırlarda en sık rastlanan
ön mide hastalıklarının
başında gelir. Ani yem
değişiklikleri, tane
yemlerin fazla verilmesi,
yemlerin ıslatılarak malama
halinde yedirilmesi, donmuş
ve küflenmiş yemler, yemleme
zamanlarının düzensiz
olması, yetersiz su
verilmesi, kaba yemin yalnız
silaj olarak verilmesi gibi
nedenlerden ileri gelir.
Belirtileri:
İştahsızlık, süt veriminde
ani düşüş, geviş getirmenin
kaybolması ve işkembede orta
derecede dolgunluk görülür.
Korunma Yolları: Her
türlü ani yem değişikliği
yapılmamalıdır. Bir yemden
diğerine geçerken alıştıra
alıştıra geçilmelidir.
Yemler ıslatılarak malama
halinde verilmemeli ve diğer
nedenlere yönelik tedbirler
alınmalıdır.
Rumen Asidozu ( Yem Tutması,
Hamurlama )
Nedenleri:
Tahıl taneleri, un, kepek,
değirmen artıkları, nişasta
ve bira fabrikası artıkları
gibi yem maddelerinin
normalden fazla ve ani
olarak yedirilmesi; elma,
üzüm posası, melas, şeker
pancarı, incir gibi şekerli
yem maddelerinin ve ekmek
artıklarının birdenbire
yedirilmesi veya hayvanın
kontrolden çıkarak yemesi
hastalığın başlıca
nedenleridir. Ayrıca,
rasyonda kaba yem oranının
az olması, hububat
tanelerinin ezilmesi,
pişirilmesi veya
kaynatılması, yemlerin
ıslatılarak verilmesi de
hastalığa neden olmaktadır.
En sık rastlanan ön mide
hastalığıdır.
Belirtileri: Sığırlarda
bu tür yemlerin yenmesinden
sonra iştahsızlık, durgunluk
dikkati çeker. Geviş alma
görülmez, şiddetli olaylarda
ayağa kalkamaz. İki-üç
günden sonra açık renkli,
kötü kokulu ishal gözlenir.
Korunma Yolları: Ani
yem değişikliklerinden
kaçınmak gerekir. Nedenlerde
belirtilen yem maddeleri
dikkatlice verilmeli, azar
azar alıştırarak
yedirilmelidir. %50 tane yem
içeren rasyonlarda 10 gün
adaptasyon uygulanmalıdır.
Kaba yem ve tahıllar
karıştırılmamalıdır ve
yemler ıslatılarak
verilmemelidir. Sığırların
başıboş kalarak yem
ambarlarına, ekin
tarlalarına, harman
yerlerine, meyve ve sebze
bahçelerine girmeleri
önlenmelidir.
Rumen Alkalozu
Nedenleri:
Belirli bir alıştırma dönemi
geçirmeden yapılan yem
değişikliklerinde rasyonda
protein veya protein olmayan
azotlu maddelerin (yemlik
üre) yüksek oranda katılması
sonucu meydana gelir.
Belirtileri: Tipik
belirtileri yoktur ve hatta
bazen hiçbir belirti
gelişmeyebilir. İştah
azalması, geviş getirmemesi,
arasıra rumende gaz
toplanması gibi belirtiler
gözlenebilir. Korunma
Yolları: Yüksek
proteinli rasyona geçilirken
rasyonun enerjisi de aynı
oranda artırılmalıdır. Süt
ineklerinin rasyonuna besi
sığırlarında kullanılan üre
katılmamalıdır.
Rumende Gaz Oluşumu (Timpani)
Nedenleri:
Yonca, tırfıl, fiğ gibi yem
bitkileri, yeşil hububat
taneleri, çiçeklenme
devresinden önceki her
türden yeşil otların fazla
miktarda yedirilmesi, yeşil
otların kızışmış olarak
verilmeleri ve yemlerin
kırağılı veya soğuk olması
sonucu meydana gelir.
Ayrıca, tane yemlerden sonra
bol su verilmesi de
hastalığın nedenidir. Yeme
bağlı gaz oluşumu dışında,
yemek borusu gibi geçiş
yollarının daralması veya
tıkanmasında da gaz oluşur.
Belirtileri: Gaz
yapıcı yemin yenmesinden
15-60 dakika sonra karın
hacmi genişler, sol açlık
çukurluğu belirgin bir
şekilde kabarır. Korunma
Yolları: Riskli yemler
alıştırılarak verilmelidir.
Özellikle ahır besisinden
mera besisine geçilirken
10-15 günlük alıştırma
dönemi uygulanmalıdır.
Rasyondaki kaba yem oranı
%18'den az olmamalı, toz
yemler yerine pelet yemler
kuru olarak verilmelidir.
Yabancı Cisim Hastalığı
Nedenleri: Sığırlar obur
hayvanlar oldukları için
yemleri ile birlikte tel,
çivi, iğne gibi sivri
cisimleri alırlar. Bu
cisimler karın hacminin
artması sonucu sırasıyla
börkenek, karın duvarı zarı
ve hatta karın duvarı ile
göğüs boşluğu arasındaki kas
tabakası (diafram)'na batar.
Açlık, özellikle fosfor ve
protein bakımından yetersiz
besleme ve çöplük benzeri
yerlerde otlatma bu
cisimlerin alınma ihtimalini
artırır.
Belirtileri:
Başlangıçta süt veriminin
ani azalması, hareket etmede
isteksizlik, yatıp kalkarken
inleme, sırtta kamburluk ve
geviş getirmede azalma
dikkati çeker. Eski
olaylarda kısmi iştahsızlık,
süt veriminin azalması,
yavaş ve sakınarak yürüme,
işkembede aralıklı gaz
oluşumu
görülür. Hastalığın seyri
sırasında, bazen batıcı
cisimler kalbe kadargiderek
tedavisi mümkün olmayan
hastalığa neden
olmaktadırlar.
Korunma Yolları:
Sığırlar dengeli
beslenmelidir. Çöplük ve
benzeri yerlerde
otlatılmamalıdır. Mümkünse
tel balyalar kullanılmamalı,
eğer tel balyalar
kullanılıyorsa ayrı bir
yerde toplanmalı, rastgele
tarlalara ve gübre içine
atılmamalıdır. Ahırlarda,
yemliklerde tel, çivi gibi
yabancı
cisimler bırakılmamalıdır.
Kadınlar yaka ve
örtülerindeki iğnelere
dikkat etmelidirler.Yabancı
cisimlerin alınma ihtimali
fazla olan yerlerde düvelere
16-18 aylık dönemde mıknatıs
yutturulması için Veteriner
Hekime başvurulmalıdır.
Börkenek İle Kırkbayır
Arası Deliğin Tıkanması
Nedenleri: Sığırların
yemleri ile birlikte
alabildikleri naylon torba,
her türlü bez ve paçavra
parçası, kıl yumaklarının
börkenek ile kırkbayır
arasındaki deliği tıkaması
sonucu meydana gelir.
Belirtileri:
İştahsızlık, aşırı su
içmesine rağmen susuzluk
hissinin kaybolmaması,
dışkılamanın çok az ya da
hiç olmaması ile seyreder.
Korunma Yolları:
Açlık ve dengesiz beslemeye
fırsat verilmemeli,
hayvanlar çöplük ve benzeri
yerlerde otlatılmamalıdır.
Kırkbayırın Kabızlığı
Nedenleri: Rasyonda
hububat-pirinç kavuzu,
ayçiçeği kabukları, kepek,
çok ince kıyılmış saman gibi
hazmı güç olan maddelerin
fazla olması, mera
besisinden birden kuru yeme
geçilmesi, düzensiz sulama
ve yemlerle büyük
miktarlarda kum alınması
hastalığın başlıca
nedenleridir.
Belirtileri:
İştahsızlık, geviş getirmede
azalma, az miktarda-sert
yumaklar tarzında dışkılama
ve yatıp kalkarken inleme
ile seyreder.
Korunma Yolları:
Rasyonda hazmı güç olan
selülozca zengin yem
maddeleri fazla olmamalı,
mera besisinden aniden kuru
yeme geçilmemeli ve
hayvanlar düzenli
sulanmalıdır.
Midenin Yer Değiştirmesi (Abomasum
Deplasmanlar)
Nedenleri: Bu hastalığın
en önemli nedeni kaba yemin
az, buna karşın konsantre
yemin çok verilmesidir.
Çünkü kaba yem az
yedirilince işkembe
yeterince dolmaz, konsantre
yemlerin çoğu doğrudan
mideye geçer. Midede
sindirim olayları başlayarak
mide genişler. Gebeliğin
ileri dönemlerinde de yavru
işkembeyi ileri ve yukarı
doğru iterek işkembenin yer
değiş-tirmesine yardımcı
olur. Hastalığın nedenleri
arasında yaşlılık,
hareketsizlik ve aşırı mısır
silajı ile beslemenin de
etkisi bulunmaktadır. Bu
hastalık genellikle yüksek
süt verimli ve iri cüsseli
ineklerde görülür.
Belirtileri:
İştahsızlık, süt veriminde
azalma, az miktarda yapışkan
ve macun gibi dışkılama ile
seyreder. Korunma
Yolları: Yüksek süt
verimli ineklerde kaba yem
oranı düşürülmemeli ve
yeterince verilmelidir. Kaba
yem olarak tek başına mısır
silajı yedirilmemelidir.
Mide Ülseri
Nedenleri:
Bazı enfeksiyöz hastalıklar
sırasında, mide dolgunluğu
ve deplasmanı, doğum, sağım
gibi stres halleri, aşırı
tane yemlerle beslenme ve
buzağılarda erken yaşta kötü
kaliteli kaba yemlerle
beslenme sonucu meydana
gelir. Belirtileri:
Zayıflama, hazımsızlık,
iştahta azalma, süt
veriminde düşüş dışkının
koyu renkli olması, bazen
diş gıcırdatma ve sancı gibi
bulgularla seyreder.
Korunma Yolları:
Hayvanlara aşırı tane yem
verilmemeli ve buzağılara
kötü kaliteli kaba yem
yedirilmemelidir.
Buzağılarda Midede Gaz
Toplanması
Nedenleri: Buzağılara
süt veya süt ikame
yemlerinin uzun aralıklarla
fazla miktarda içirilmesi,
sütün soğuk içirilmesi,
buzağıların süt veya süt
ikame yemlerini çok hızlı
içmeleri sonucu oluşur.
Belirtileri: Süt veya
süt ikame yemleri
verildikten bir saat sonra
karında şiddetli genişleme
dikkati çeker. Korunma
Yolları: Buzağılar 12
saatten daha az aralıklarla,
soğuk olmayan süt veya süt
ikame yemleri ile
beslenmelidir. Süt ikame
yemleri aşırı sıcak
olmamalı, 45-50 °C
sıcaklıkta hazırlanmalı ve
içirilmeden önce 42 °C'a
düşürülmelidir. Pratik
olarak elle kontrol
edildiğinde süt sıcak havada
soğuk, soğuk havada sıcak
hissedilmelidir.
Buzağılarda Beslenmeye Bağlı
İshaller
Nedenleri:
Buzağıların fazla süt
emmeleri veya suni emzirme
sırasında fazla süt
verilmeleri, sütün soğuk ya
da bozulmuş olması, yüksek
ısıya tabi tutulmuş süt
tozları ile besleme ve
mamaların fazla miktarda
sulandırılması sonucu
meydana gelir.
Belirtileri: Uzun
süreli, büyük hacimli, kötü
kokulu ve köpüklü dışkılama,
kıl örtüsünde düzensizlik,
kılların parlak görünmemesi
ve yer yer dökülmeler
görülür. Korunma Yolları:
Buzağılara soğuk, bozulmuş
sütler verilmemelidir. Günde
canlı ağırlığın %10'undan
fazla süt içirilmemeli, 3
haftalıktan önce mama ile
beslenmemelidir. Mamalar süt
ürünleri kaynaklı ve iyi
kaliteli olmalıdır.
2. BÖLÜM METABOLİZMA
HASTALIKLARI
Yüksek süt veren ineklerde
beslenme yetersizliği veya
dengesizliği durumunda
metabolizma hastalıkları
ortaya çıkmaktadır.
Metabolizma hastalıkları
sonucu da başta süt
veriminde azalma olmak
üzere, yavru veriminde
azalma ve kilo kaybı meydana
gelmektedir. Bu
hastalıkların bazıları
dikkati çekmekteyse de, çoğu
gözden kaçmakta, bu nedenle
genellikle hastalık olarak
değerlendirilmemektedir.
Bundan dolayı gözden kaçan
durumlarda verim düşüklüğü
sonucu önemli ekonomik
kayıplara neden
olmaktadırlar. Burada
metabolizma hastalıklarından
önemlileri üzerinde
durulmuştur.
Süt Humması
Nedenleri:
Hastalığın nedeni doğumdan
sonraki ilk 2 günde kandaki
kalsiyum düzeyinin düşük
olmasıdır. Kuru dönemde
ineklere günde 100 gramdan
fazla kalsiyum ve 80 gramdan
fazla fosfor verilmesi
önemli nedenlerindendir.
Ayrıca, yüksek süt verimi,
ineklerin 5 yaşından büyük
olmaları ve daha önceki
yıllarda süt humması
geçirmeleri hastalığın
görülmesini artırır.
Belirtileri: Genellikle
doğumdan sonraki ilk iki gün
içinde görülür.Başlangıçta
baş ve ayaklarda titreme,
sallantılı yürüyüş ve
kolayca düşme gözlenir. Daha
sonra yerde göğüs üstü yatar
pozisyonda iken baş boyun
üzerine kıvrılmış, kulaklar
düşmüş ve soğumuş
durumdadır. Dışkı ve idrar
yaptığı görülmez. Korunma
Yolları: Kuru dönemde,
özellikle doğuma son 2-3
hafta kala rasyonda günlük
kalsiyum miktarı 80 ve en
fazla 125 gram olmalıdır.
Rasyonda kalsiyum/fosfor
oranı 1/1, hatta 1/3.3
oranında olmalıdır. Gebe
ineklerin hareket etmeleri
sağlanmalıdır.
Yatalak
Nedenleri:
Nedenlerinden başlıcası
(%80-90) süt hummasının tam
olarak tedavi
ettirilmemesidir. Bunun
dışında diğer hastalıklar ve
beslenme problemleri, doğum
sonrası yaralanmalar,
ineklerin aşırı yağlı ve
kilolu olmaları, zeminlerin
kayganlığı hastalığın
meydana gelmesinde rol
oynar. Daha çok yüksek süt
verimli ineklerde 4-6
yaşlarında ve doğumdan
sonraki 10 günde görülür.
Doğum döneminde yatan
ineklerin %20'sini
oluşturur. Belirtileri:
Doğumdan sonra ayağa
kalkamamasına rağmen yeme ve
suya karşı iştahası
çoğunlukla normaldir.
Dışkısını ve idrarını yapar.
Ayağa kalkma çabası vardır,
sürünerek yer
değiştirebilirler. Bu
nedenle ön taraflarını
kaldırabilirken, arka
taraflarını yalnız birkaç cm
kaldırabilirler. Korunma
Yolları: Süt hummasının
oluşumu önlenmelidir. Süt
humması olayları en kısa
sürede tedavi ettirilmeli ve
tedavi edilmesine rağmen
ayağa kalkmayan veya ayağa
kalktığı halde tekrar yatma
durumlarında en kısa sürede
yeniden Veteriner Hekime
haber verilmelidir. Çünkü 4
saatten daha fazla aynı
tarafına yatan ineğin
ayaklarında tutukluk olmakta
ve ayağa kalkması
güçleşmektedir. Bu amaçla
yatan ineklerin 4 saatte bir
pozisyonu değiştirilmeli,
altlarına kuru ve bol altlık
atılmalıdır. İnekler
doğumdan 4 gün önce doğum
bokslarına alınmalı ve
burada bol ve kuru altlıklı
ortamda tutulmalıdır. Ahır
zeminlerinin kaygan olması
önlenmelidir.
Doğum Öncesi Ayağa Kalkamama
Nedenleri:
Asıl nedeni rasyonda fosfor
noksanlığıdır. Kötü beslenme
koşullarının yanında
kalsiyum noksanlığı da
hastalığın oluşumunda rol
oynar. Belirtileri:
Doğuma 2-3 hafta kala ayağa
kalkamama ile kendini belli
eder. Yeme ve içme
normaldir. Dışkı ve idrarını
yapar. Korunma Yolları:
Kalsiyum ve özellikle fosfor
noksanlığından korumalıdır.
Özellikle kurak dönemlerde
önlerine fosfor içeren
yalama taşları konulmalıdır.
Kemik Erimesi (Osteomalazi)
Nedenleri:
Başlıca nedeni uzun süren
fosfor noksanlığıdır. Fosfor
noksanlığına yol açan
durumlar ise, toprağın
fosfor bakımından fakir
olması, kurak mevsimlerde
yetişen bitkilerde fosfor
oranının düşük olması,
rasyonda protein noksanlığı,
erozyon, toprağın hatalı
gübrelenmesi sayılabilir.
Dolaylı olarak da, rasyonda
kalsiyumun yüksek ve D
vitaminin düşük
olmasıdır.Ayrıca, sindirim
bozuklukları, A vitamini
noksanlığı, paraziter
hastalıklar fosfor
noksanlığına yol açmaktadır.
Yüksek süt verimli ve yaşlı
ineklerde görülür.
Belirtileri: Başlangıçta
verim ve kilo kaybı, boğaya
gelme aralıklarında
düzensizlik ve gebe kalma
oranında azalma gibi son
derece önemli ekonomik
kayıplara neden olur. Bu
dönemde uygun olmayan
cisimleri yalama ve yeme (pika)
dikkati çeker. Daha
sonraları yürüyüş bozukluğu,
özellikle ön ayaklarda
topallık, yürürken çıtırtılı
sesler, sırtta kamburluk,
hareket etmede isteksizlik
görülür. Uzun süre yerde
yatarlar, ayağa kalkmak
istemezler. Yerde yatarken
de iştahları iyidir. Kıl
örtüsü parlak değildir.
Korunma Yolları:
Fosfor noksanlığı
önlenmelidir. Hayvan başına
günde en az 15 gram fosfor
almaları sağlanmalıdır.
Fosfor noksanlığı çekilen
bölgelerde doğuma 1-2 hafta
kala ve sağmal dönemde
yemlerine hayvan başına
günde 40-80 gram dikalsiyum
fosfat (DCP) ilave
edilmelidir. İneklerin
önlerinde sürekli olarak
fosfor içeren yalama taşları
bulundurulmalıdır.
Raşitizm
Nedenleri:
Kalsiyum, fosfor ve D
vitamini noksanlığı sonucu
buzağı ve danalarda görülen
bir hastalıktır. Kötü ahır
şartlarında barındırılan
buzağı ve danalarda ise
güneş ışınlarından
yararlanamama sonucu D
vitamini eksikliği önemli
rol oynar. Belirtileri:
Gelişme geriliği, zayıflık,
yürüyüş bozukluğu, ayak
eklemlerinde şişlik,
ayaklarda eğilme, fıçı
bacaklılık, diş değiştirmede
gecikme ve düzensizlik,
göğüs kafesinde basıklık ve
sırtta kamburluk görülür.
Korunma Yolları: Gebe
ineklere iyi kaliteli kuru
ot verilmeli, gebe ve sağmal
ineklerin yemlerine kemik
unu veya DCP katılmalıdır.
Gebelik devresinde ineklerin
yemlerinde yeterli düzeyde A
ve D vitamini
bulundurulmalıdır. Bu
vitaminler yemlerle
yeterince sağlanamıyorsa
gebeliğin son aylarında
enjeksiyon tarzında
verilmelidir. Buzağılar
güneş ışınlarından
yararlanması için açık
havada günde birkaç saat
dolaştırılmalıdır.
Ketosis
Nedenleri:
Hastalığın nedeni yüksek süt
verimli ineklerde sağmal
dönemde oluşan enerji
açığıdır. Bu ya rasyondaki
enerji azlığından ya da gıda
alımını azaltan birçok
hastalıktan meydana gelir.
Hayvanların aşırı yağlanması
ve hareketsizlik önemli rol
oynar. Olayların %90'ı
doğumdan sonraki ilk 2 ayda
ve bunların da çoğu ilk ayda
gözlenir. En sık olarak 4.
ve 5. doğumunu yapan
ineklerde meydana gelir.
Belirtileri: Ketosis
gizli (subklinik), sindirim
ve sinirsel olmak üzere 3
formda seyreder. Gizli
form : En yaygın tipi
olup, yalnız süt verimi ve
döl veriminde azalma ile
seyrettiğinden direkt olarak
üzerinde durulmamakta veya
gözden kaçmakta; bu nedenle
de büyük ekonomik kayıplara
neden olmaktadır.
Sindirim formu: Süt
verimi ve iştahta azalma,
ilk önce konsantre yeme,
sonra silaja ve en son da
diğer kaba yemlere
iştahsızlık görülür. Gitgide
kilo kaybı, harekette
isteksizlik ve çoğunlukla
kuru, sert dışkılama dikkati
çeker.
Sinirsel formu:
Nöbetler tarzında 1-2 saat
süren ve ani başlayan
sinirsel belirtilerle
seyreder. Korunma
Yolları: Gebe inekler
doğuma 40 gün kala kuruya
alınmalı ve bu sürede 3-4
kg'dan fazla konsantre yem
verilmemelidir. Bu dönemde
ineklerin hareket etmeleri
sağlanmalıdır. Rasyonda kaba
yem oranı en az %40
olmalıdır. Doğumdan sonraki
ilk dönemlerde kötü
hazırlanmış silaj yemleri,
çürümüş ve acımış yem
maddeleri, acımış yağlar ve
yağlı tohum küspeleri gibi
yemler mümkün olduğu kadar
az kullanılmalıdır.
Karaciğer Koması ( Karaciğer
Yağlanması )
Nedenleri:
Rasyonda yağ oranının aşırı
miktarda fazla olmasından
ileri gelir. Kuruda kalma
devresinde yeterli kaba yem
verilmeyip, hububat ve yağlı
tohum küspeleri bakımından
zengin yemlerle besleme
karaciğer yağlanması için
risktir. Gebelik döneminde
uzun süre kuru dönemde
kalma, düzensiz besleme
hastalığın oluşumunda rol
oynar. Hastalık doğumdan
sonraki dönemde ve gençlerde
daha çok görülür.
Belirtileri: Bu
hastalığın en önemli
belirtisi doğumdan önce
aşırı kilolu olmaları,
semirtilmeleri, doğumdan
sonra ise şiddetli
zayıflamalarıdır. Korunma
Yolları: Ketosisin
korunma yollarında
bahsedilen tedbirler bu
hastalıkta da
uygulanmalıdır. Gebeliğin
son 1/3'ünde ve kuru dönemde
ineklerin aşırı yağlanması
önlenmelidir.
A Vitamini Eksikliği
Nedenleri:
Başlıca nedenleri yeterince
yeşil ot yedirilmemesi, kötü
kaliteli kuru meralarda
otlatma, yemlerin yüksek
ısı, nem ve ışığa maruz
kalmasıdır. A vitamini
eksikliği kışın kapalı ahır
şartlarındaki sığırlarda ve
özellikle dana ve
buzağılarda daha çok
görülür. Belirtileri:
Başlangıçta gece körlüğü,
daha sonraları gündüz
körlüğü; kuru, kaba ve
kepekli görünümde kıl
örtüsü; kuru-kabuklu ve
çatlamış tırnak yapısı,
gelişmekte olanlarda
büyümenin azalması ve
yürümede koordinasyon
bozukluğu, yetişkinlerde
kilo kaybı ve yavru alamama
problemleri ile seyreder.
Korunma Yolları:
Hayvanlara yeşil ot
yedirilmeli ve yemler uygun
şartlarda işleme tabi
tutulup saklanmalıdır. A
vitamininin günlük asgari
alınması gereken miktarı 40
IU/kg'dır. Bu miktar 60-80
IU/kg düzeyinde ve hatta
gebelik, süt verimi gibi
durumlarda bu düzeyin de %50
fazlası sağlanmalıdır. İki
ay ara ile 3000-6000 IU/kg
dozunda A vitamininin adele
içi uygulamaları yeterli
olmaktadır.
3. BÖLÜM ENFEKSİYON
HASTALIKLARI
Enfeksiyon hastalıklarının
çoğu birden fazla hayvana
bulaştığından ahırda veya
işletmedeki sığırları önemli
derecede etkilemektedir. Bu
hastalıklardan çoğunun aşısı
bulunmasına rağmen,
bazılarının tedavilerinin
olmaması ya da ölüme neden
olmalarından dolayı önemleri
daha da artmaktadır.Gelişmiş
ülkelerin sığırcılığında
asgari düzeyde olan bu grup
hastalıklar, ülkemiz için
önemini sürdürmektedir.
Burada süt sığırcılığında
ülkemizde önemli olan
enfeksiyon hastalıkları
kısaca yazılmıştır.
Buzağı Septisemisi
Nedenleri:
Hastalığın başlıca etkenleri
E.coli bakterisi, Rota ve
Corona viruslardır. Bu
etkenlerin yanında birçok
bakteri ve viruslar da rol
oynar. Bu etkenlerin
hastalığı meydana
getirmesinde birçok neden
bulunmaktadır. Bunlar :
Buzağının yaşı:
Genellikle 4 günlükten küçük
yaşta (özellikle E.coli)
başlar ve 3 haftalığa kadar,
hatta bir aylığa kadar ki
dönemde görülür. Ağız
sütünün yetersiz verilmesi:
Her canlı gibi buzağılar da
doğduktan kısa süre sonra
kolostrum dediğimiz ağız
sütünü almalıdırlar.Çünkü
ağız sütünün içerisinde
anasının hayatı boyunca
geçirdiği hastalıklara ve
olduğu aşılara karşı antikor
denilen koruyucu maddeler
bulunmaktadır. İneklerin
rahimlerindeki yavru zarları
çok katlı olduğu için
buzağılar ana karnında iken
bu koruyucu maddelerden
yararlanamazlar. Bu nedenle
koruyucu maddelerin mutlaka
doğumdan sonra ilk 3 saatte
alınması gerekir. Buzağılar
günde, iki öğünde canlı
ağırlığının 1/10'u kadar
ağız sütü almalıdırlar.
Örnek verilecek olursa; 40
kg'lık bir buzağıya 2 litre
sabah, 2 litre akşam ağız
sütü verilmelidir. Ağız
sütünün koruyucu maddeleri
bulundurmasının yanında
normal süte göre diğer
üstünlükleri de vardır Ağız
sütüne acımsı tadı veren
içindeki magnezyum sülfat
(İngiliz tuzu) 'dır. Bu
madde buzağının barsağındaki
ilk barsak içeriğinin
atılmasını sağlar. Ayrıca
ağız sütünün besleyici yönü
fazladır. Ananın yaşı:
Genç ineklerin yavruları
yaşlı ineklerin yavrularına
göre hastalığa daha çok
yakalanabilirler. Çünkü
yaşlı ineklerin ağız sütünde
hayatı boyunca kazandığı
koruyucu madde daha
fazladır. Gebe ineğin
kuruya geç alınması:
Gebe inekler doğuma en geç
40 gün kala kuruya
alınmalıdır. Daha geç
alınacak olursa, karnındaki
yavruyu yeterince besleyemez
ve bu tür yavrular cılız
doğar, hastalıklara daha çok
yakalanırlar. Soğuk,
yağışlı ve rüzgarlı havalar:
Bu tür havalar buzağının
direncini kırarak
hastalıklara yakalanmasına
zemin hazırlarlar.
Doğum localarının temiz
olmaması:
Ortam temiz olmadğı zaman
buralarda daha çok mikrop
olacağından buzağılar yeni
doğduklarında korumasız
olduklarından bu mikroplarla
karşı karşıya gelir.
Kalitesiz süt ikame yemi
verilmesi: Buzağılar
yeterince beslenemediğinden
ve sindirim bozukluğu
olduğundan hastalıklara
yakalanma şansı artar. Bu
hastalık sıkça görüldüğünden
ve bazı durumlarda tedaviye
rağmen ölümle seyrettiği
için önemli bir problemdir.
Belirtileri: Hastalık
değişik şekillerde seyreder.
Septisemi formu:
Genellikle 4 günlükten
küçüklerde durgunluk, ayağa
kalkamama, sütünü emmeme,
başlangıçta ateş ve sonra
vücudun soğuması görülür.
İshal formu: Sulu macun
gibi, açık sarı-beyaz, açık
kahve renkli, koyu yeşil,
kötü kokulu ishal gözlenir.
Kuyruk ve çevresi ishalle
bulaşık görünümdedir.
Enterotoksemik form: 3-5
günlükten büyüklerde ani
olarak ortaya çıkar.
Şiddetli halsizlik, yerde
yatar durumda, zaman zaman
çırpınma durumundadır.
Korunma Yolları:
Hastalığın oluşumunda rol
oynayan nedenler en asgariye
indirilmelidir. İneklere
gebeliğin 7.ayından itibaren
E.coli ve hatta Rota, Corona
virus içeren karma aşılar
yaptırılmalıdır. Doğan
buzağıya ilk 3 saatte
mutlaka canlı ağırlığının
%5’i kadar ağız sütü
içirilmelidir. Doğan
buzağılara ilk saatlerde
septisemi serumu
uygulanmalıdır. Genç
ineklerden doğan yavrulara o
dönemde doğum yapmış yaşlı
inek varsa ağız sütünden
içirilebilir. Hatta bu
amaçla, yaşlı ineklerin ağız
sütleri derin dondurucu veya
buzlukta saklanabilir.
Antraks (Şarbon)
Nedenleri:
Hastalığın etkeni Bacillus
antracis adı verilen bir
bakteridir. Bu bakterinin
spor formları dış ortamlarda
uzun süre dayanıklı olarak
kalır. Sığırlardan başka
koyunlarda da yaygın olarak
ortaya çıkar. İnsanlara
bulaşabilen bir hastalık
olması (zoonoz) ve hemen
hemen %100 ölümle seyretmesi
nedeniyle önemli bir
hastalıktır. İhbarı
mecburidir. Belirtileri:
Bazı olaylar 1-4 saat içinde
hiçbir belirti göstermeden
ölümle seyreder. Diğer bir
kısmı da 1-2 günde
durgunluk, yüksek ateş,
iştahsızlık, vücudun çeşitli
yerlerinde şişlikler olması,
ishal, sütün kan içermesi
veya sarı renkte olması,
ölmeden önce ağız, burun,
anus ve genital kanaldan kan
gelmesi ile karakterizedir.
Korunma Yolları:
Kadavra ve her çeşit bulaşık
hayvan materyali ve bulaşık
nesneler tamamen
kaldırılarak derin çukurlara
gömülmelidir. Hastalık çıkan
odaklara karantina
uygulanmalıdır. Dış görünüşü
normal olan hayvanlara aşı
yaptırılmalı, temas veya
temas şüphesi olanlara
Veteriner Hekimin önereceği
bir antibiyotik
uygulatılmalıdır. Hastaların
bulunduğu çevre kuvvetli
dezenfektanlarla dezenfekte
edilmelidir. Antraks çıkan
bölgelerde yılda bir kez aşı
uygulanmaktadır.
Bruselloz (Akdeniz Humması)
Nedenleri:
Hastalığın etkeni Brucella
abortus bakterisidir. Etken
merada kış aylarında 100
gün, yaz aylarında 30 gün
kadar yaşar. Bulaşma ağız
yolu ve çiftleşme iledir.
Bütün dünyada yaygın olan bu
hastalık, her yaşta meydana
gelirken süt ineklerinde
yüksek oranda görülür.
Yaygınlığı fazla olmasına
rağmen ölüm oranı düşüktür.
İneklerde yavru atmaya neden
olması ve insanlara
bulaşması (zoonoz) nedeniyle
çok önemlidir.
Belirtileri: İnek ve
düvelerde özellikle
gebeliğin son 1/3'ünde yavru
atmaya neden olur. Yavru
zarlarını atamama, rahmin
iltahabı ve döl tutmama
oluşabilir. Boğalarda ise
yumurtalıklarında
(testislerinde) iltihab ve
şişlik görülür. Ayrıca hem
erkek hem de dişilerde
topallığa neden olur.
Korunma Yolları: Hasta
olanlar tecrit
edilmelidir.Atıklar imha
edilmeli, bulaşık çevre ve
materyal dezenfekte
edilmelidir. Dişi danalar
4-8 aylık dönemde S-19
aşısı ile aşılatılmalıdır.
Tüberküloz (Verem)
Nedenleri:
Etkeni sığır tipi tüberküloz
basili'dir. Daha az olarak
insan ve nadiren de kuş tipi
tüberküloz basilleri
hastalık oluşturur.
Tüberküloz basili güneşsiz,
nemli, ılık ortamlarda
haftalarca yaşayabilir.
Bulaşması kapalı ahırlarda
solunum yolu ile, bulaşık
yem veya suyun ağız yolu ile
alınması ve buzağılarda
tüberküloz basilini taşıyan
sütle gerçekleşir. Kapalı ve
kalabalık ahırlarda hızla
yayılır. Kontrol yapılmayan
ahırlarda hastalık oranı
yüksektir. Türkiye'de
hastalık problem olarak
devam etmektedir. Ayrıca
insanlara bulaşabilmesi
nedeniyle sığır
yetiştiriciliğinde son
derece önemli bir
hastalıktır. Belirtileri:
İncili tüberkülozda
gitgide ilerleyen kilo
kaybı, iştahta düzensizlik,
dalgalı ateş gibi bulgular
ortaya çıkar. Akciğerlere
yerleştiğinde uzun süreli ve
tedavi ile düzelmeyen
öksürük, rahime
yerleştiğinde gebe kalmama,
yavru atma, memelere
yerleştiğinde memelerde
kalınlaşma gibi belirtiler
dikkati çeker. Korunma
Yolları: Yılda bir veya
iki defa ahırdaki bütün
sığırlarda Tüberkülin testi
uygulatarak, pozitif
hayvanlar kesime sevk
edilmelidir. Hastalığın
yüksek oranda çıktığı
ahırlarda test iki ayda bir
uygulanmalıdır. Hasta
ineklerin sütleri buzağılara
verilmemelidir. Yeni satın
alınan bir damızlık sığıra
tüberkülin testi
uygulanmalıdır. Hayvan
bakıcıları ve hayvan ile
teması olan diğer kişilerin
her yıl tüberküloz yönünden
muayeneden geçirilmesi
yararlı olur.
Tetanoz
Nedenleri:
Etkeni Clostridium tetani
adı verilen bir bakteridir.
Bu bakterinin spor formları
dezenfektanlara, ısıya
dayanıklıdır ve toprakta
uzun süre yaşar. Tetanoz
bütün hayvan türlerinde her
yaşta görülebilir.
Genellikle derin yaralar
sonrasında meydana gelir.
Tek tük olaylar tarzında
görülür. Ölüm oranı
yüksektir. Belirtileri:
Tipik belirtileri harekette
isteksizlik, tutuk yürüyüş,
atlama sehpası gibi durma,
kuyruk ve kulakların dik
olması ve ağızın
açılmamasıdır. Korunma
Yolları: Buzağılarda
göbek kordonu dezenfekte
edilmelidir. Derin yaralar
oksijenli su ile
temizlenmelidir.
Botulismus
Nedenleri:
Hastalığın etkeni
Clostridium botulinum adında
bir bakteridir. Etken
çürümüş-kokuşmuş hayvansal
ve bitkisel atıklar,
kadavralarda bulunur. Fosfor
eksikliği olan sığırlarda
daha çok görülür. Hastalık
genellikle tek tük olaylar
halinde görülürdü. Ancak son
yıllarda sığır yemlerine
katılan et unu, kemik unu ve
tavuk gübresinin yeterince
ısı ve işleme tabi
tutulmaması sonucu birden
çok hayvanda görülebilir.
Ayrıca silajdaki çürümüş
kısımlar toksin içerebilir.
Ölüm oranı %100'e yakındır.
Belirtileri: Çok
hızlı seyreden olaylarda
hiçbir belirti göstermeden
ölüme yol açabilir. Diğer
olaylarda adelelerde
gevşeklik, arka ayaklarda
başlayan halsizliğin öne
doğru ilerlemesi, dilin
felci gibi belirtiler
görülür. Korunma Yolları:
Hayvanları dengeli
besleyerek çürümüş, kokuşmuş
hayvansal ve bitkisel
atıklar ile kadavraların
sığırlar tarafından
yenmeleri önlenmelidir.
Hastalığın görüldüğü
yerlerde yaz başlarında aşı
uygulatılmaldır. Tavuk
gübresi içeren rasyonların
kullanılmasından 3-4 hafta
önce aşı uygulatılmalıdır.
Meraya tavuk leşlerinin
atılmaması gerekir.
Listerioz
Nedenleri:
Etkeni Listeria
monocyotogenes adında bir
bakteridir. Bu etken soğuğa
dayanıklıdır, dışkı ve kuru
toprakta 2 yıl kadar canlı
kalabilir. Sığırlardan çok
koyunlarda görülür.
Çoğunlukla ılıman iklimlerde
ve kış aylarında ortaya
çıkar. Özellikle silajla
beslemenin yoğun olduğu
işletmeler riskli olabilir.
Ülkemizde son yıllarda
koyunlarda sık
görülmektedir. Hastalık
oranı %10'a kadar
yükselmesine ramen, ölüm
oran1 %100'e kadar
ulaşabilir.
Belirtileri:
Erişkinlerde yüksek ateş,
uyku hali, düzensiz yürüme,
dönme hareketi, baş yukarı
doğru kalkık ve yüzde tek
taraflı felç görülür. Ayrıca
yavru atmaya ve buzağılarda
septisemiye neden olabilir.
Korunma Yolları:
Hastalığın görüldüğü
yerlerde silaj miktarı
azaltılmalıdır. Silajın
toprakla teması önlenmeli ve
hava ile temas eden
kısımları yedirilmemelidir.
Yurt dışında koyun ve
keçilerde aşısı bulunmasına
rağmen, sığırlarda etkili
bir aşısı yoktur.
Şap
Nedenleri:
Etkeni şap virusudur ve bu
virusun 7 alt tipi
bulunmakta olup, bunların da
birçok alt tipi mevcuttur.
Virus, dokularda, idrarda,
sütte, dışkıda ve
altlıklarda 1-3 hafta kadar
canlı kalabilir. Etken çevre
şartlarına çok dayanıklı
olduğundan 250 km.lik bir
çevreye yayılım
gösterebilir, bu nedenle
bir yerde şap hastalığı
çıktığı zaman çok hızlı
yayılır. Bütün yaşlarda
görülür. Hasta hayvanların
her türlü akıntı ve
salgıları hastalık
kaynağıdır. Bulaşma, bulaşık
yem ve suların alınmasıyla,
solunum yolu ile ve bulaşık
malzemelerle direkt temasla
meydana gelir. Hastalığın
yayılmasında kontrolsüz
hayvan hareketlerinin,
yabani çift tırnaklı
hayvanların (özellikle yaban
domuzları) rolü büyüktür. Et
ve et ürünleri, deri, süt ve
süt ürünleri hastalığın
yayılmasında rol oynarlar.
Hastalık oranı %100'e
ulaşabilir. Ölüm oranı
erişkinlerde %2, buzağılarda
%20'nin üzerindedir.
Erişkinlerde ölüm oranı
düşük gibi görülmesinin
yanında, hastalığı
atlatanlarda uzun süre ayak
ve meme bozukluğu yarattığı
için büyük ekonomik
kayıplara neden olur. İhbarı
mecburi bir hastalıktır.
Belirtileri: Yüksek
ateş, durgunluk, dudak
şapırtısı, ağızdan sicim
gibi salya akışı, çiğneme
güçlüğü, ayaklarda topallık,
buzağılarda hızlı soluma ve
ölüm görülür. Korunma
Yolları: Altı aylıktan
büyük sığırlarda 6 ayda bir
bölgeye uygun suş veya
suşlarla hazırlanmış
aşıların yaptırılması
(hastalığın sık görüldüğü
yerlerde 4 ayda bir
tekrarlanabilir) zorunludur.
Şap çıkan ahırlar Veteriner
Hekimin önereceği
dezenfektan madde ile
dezenfekte edilmelidir. Şap
hastalığının önlenmesinde
aşı kadar önemli diğer bir
husus ta kontrolsüz hayvan
hareketleridir. Şap
virusunun birçok alt tipi
bulunduğundan aşı zaman
zaman yetersiz
kalabilmektedir. Bu nedenle
menşe şahadetnamesi olmayan
sığırlar satın
alınmamalıdır.
Sığır Vebası
Nedenleri: Etken
sığır vebası virusudur. Bu
virus -20 °C'da canlılığını
aylarca korur. Bütün yaştaki
sığır ve mandalarda görülür.
Hastaların akıntı ve
salgıları hastalık
kaynağıdır. Bulaşma başta
solunum yolu olmak üzere
sindirim ve hatta deri yolu
ile gerçekleşir. Çok hızlı
bulaşması ve ülke çapına
kadar yayılması, hastalık
oranının %100, ölüm oranının
%90-100 olmasınedeniyle son
derece önemli ve ihbarı
mecburi bir hastalıktır.
Belirtileri:
Başlangıçta yüksek ateş,
iştahsızlık, durgunluk,
tüylerinürpermesi, burun ve
gözyaşı akıntısı görülür.
Takiben ağızdan salya
akıntısı ve pis koku gelir.
4 ve 5. günden sonra çok
şiddetli bir ishal ve 6-12
gün içerisinde ölümle
sonuçlanır. Korunma
Yolları: Hasta ve
hastalıktan şüpheli ve
bulaşmadan şüpheli olan
hayvanların tümü imha
ettirilmeli, bulaşık
maddelerle birlikte derin
çukurlara gömülerek
kireçlenmelidir. Hastalık
çıkan bölgelerde her yaştaki
sığırlar aşılatılmalıdır.
Karantina tedbirlerine sıkı
sıkı uyulmalıdır.
Gangrenli Sığır Nezlesi (Koriza)
Nedenleri: Hastalığın
etkeni Herpes virustur.
Koyunlar bu virusun
taşıyıcısıdırlar. Diğer bir
deyişle kendileri hasta
olmadan, bu mikrobu
taşırlar. Kuzulayan
koyunlarla bir arada tutulan
sığırlarda daha çok görülür.
Doğum yapmış koyunların
genital kanal akıntıları
hastalığın kaynağıdır.
Bulaşma bulaşık materyalin
ağız ve hatta solunum yolu
ile alınmasıyla olur.
Hastalık tek tük olaylar
halinde seyretmesine rağmen,
ölüm oranıyüksek olduğundan
önemlidir. Belirtileri:
İştahsızlık, durgunluk,
yüksek ateş, belirgin burun
akıntısı, hırıltılı soluma,
gözyaşı akıntısı, ışığa
bakamama, gözünü açamama,
gözlerde bulanıklık ve
bazılarında çok şiddetli
ishal meydana gelir.
Korunma Yolları:
Sığırlar koyunlarla ve
özellikle kuzulayan
koyunlarla birarada
barındırılmamalıdırlar.
Bulaşıcı Sığır
Rhinotracheitisi (IBR)
Nedenleri: Hastalığın
etkeni Herpes virustur. Bu
virusun alt tipleri
bulunmaktadır. Hastalığın
asıl formu 6 aylıktan
büyüklerde görülür. Her
mevsimde ortaya çıkar ve
hayvan hareketlerinin yoğun
olduğu dönemlerde daha fazla
gözlenir. Virus akıntı ve
salgılarla çevreye yayılır.
Bulaşma başlıca solunum ve
genital yolla olur. Virus
dondurulmuş boğa spermasında
bir yıl kadar canlı kaldığı
için sperma yolu ile de
bulaşır. Hastalık oranı
%10-40 dolayında olup, ölüm
oranı düşüktür. Ancak süt
sığırcılığında yavru atma ve
buzağı ölümlerine yol
açması, besi sığırlarında da
şiddetli akciğer
hastalıklarına ve verim
düşüklüğüne neden olmasından
dolayı sığırcılıkta son
derece önemli bir
hastalıktır. Belirtileri:
IBR erişkinlerde solunum,
yavru atma, buzağılarda
encephalitis ve septisemi
formları ile seyreder.
Solunum formu:
Ani başlayan yüksek ateş ve
iştahsızlık, göz çevresi ve
burunda kızarıklık, gözyaşı
ve burun akıntısı, öksürük
görülür. Olaylar akciğer
hastalıklarına dönüşebilir.
Yavru atma formu:
Solunum formu veya canlı IBR
aşılarından 3 ay sonra
gebeliğin 5-8. aylarında
yavru atma meydana gelir.
Encephalitis (beyin
iltihabı) ve septisemi
formları daha az görülür.
Korunma Yolları: Doğal ve
suni tohumlamada kullanılan
boğalar bu hastalık yönünden
negatif olmalıdırlar.
Hastalığı önlemede diğer
önemli bir yol aşı
uygulatmaktır.
Enzootik Pneumoni
Nedenleri:
Hastalığın asıl etkenleri
IBR virusunun da yer aldığı
solunum sistemi viruslarıdır.
Hastalığın ilerlermesiyle
Pasteurella'lar başta olmak
üzere çeşitli bakteriler
devreye girer. En çok 2-6
aylık dönemdeki ahır
şartlarındaki buzağılarda
meydana gelir. Kış aylarında
ahırlarda havalandırmanın
yetersiz olması,
kalabalıklık, yeni hayvan
satın alınması, kötü
beslenme hastalığın
çıkışında rol oynar. Bulaşma
solunum yolu ile olur.
Hastalık oranı %100'e
ulaşabilir, ölüm oranı %5-30
arasında değişir. Ahır
şartlarındaki buzağıların
önemli problemidir.
Belirtileri: Ateş,
iştahsızlık, durgunluk,
burun akıntısı, hızlı
soluma, öksürük gibi
belirtilerle dikkati çeker.
Korunma Yolları:
Ahırların yeterince
havalandırılması son derece
önemlidir. Ahırlarda ideal
sıcaklık 12-21 °C, nem oranı
% 65-70 olmalıdır. Ahırlar
aşırı kalabalık olmamalı,
ideal olarak 3-4 aylık bir
buzağı için 15 m3 hacim
gereklidir. Buzağılar
solunum sisteminin karma
aşıları ile aşılatılmalıdır.
Ancak, hastalığın birden çok
mikrobu ve hazırlayıcı
nedeni olduğundan tek başına
aşı yaptırılmasından her
zaman sonuç alınmayabilir.
Bu nedenle ahır şartlarının
düzeltilmesi son derece
önemlidir. Mümkünse
buzağılar ferdi bokslar
içinde, ahır dışına
alınmalıdırlar.
Deride Mantar Hastalığı (Trikofiti)
Nedenleri:
Hastalığın nedeni çeşitli
Trikofiton mantarlarıdır.
Mantarlar karanlık ve
rutubetli ahırlarda uzun
süre canlı kalırlar. Kış
aylarında ve gençlerde daha
çok meydana gelir. Hastalık
oranı çok yüksek olabilir.
Belirtileri: Deride,
özellikle baş ve boyun
bölgesinde gri-beyaz, asbest
görünümde yaklaşık 3 cm
çapında kıl dökülmesi ve
kepeklenme görülür.
Korunma Yolları: Ahıra
hasta hayvan alınmamalı,
hastalık çıktığında derhal
ayrılmalı ve tedavi
ettirilmelidir. Ahır
şartları mümkün olduğu kadar
düzeltilmeli, kalabalık ve
rutubetli ahır ortamlarından
uzak tutulmalıdırlar.
Hastalığın sık görüldüğü
yerlerde koruyucu olarak
trikofiti ayşısı
yaptırılmalıdır.
Babesioz (Piroplazmoz)
Nedenleri:
Hastalığın etkenleri başlıca
Babesia bovis ve Babesia
bigemina adında kan
parazitleridir. Hastalık 6
aylıktan büyüklerde görülür.
Hasta hayvanlar hastalık
kaynağıdır. Bulaşma
kenelerle meydana gelir. Bu
nedenle Nisan - Ekim ayları
arasında daha çok ortaya
çıkar. Tedaviye geç
kalınanlarda ölüm oranı
yüksek olabilir.
Belirtileri: Ani
başlayan yüksek ateş,
durgunluk, iştahsızlık, süt
veriminin düşmesi, sarılık
ve koyu kırmızı idrar yapma
ile seyreder. Korunma
Yolları: Kenelerle mücadele
yapılmalıdır. Kene görülen
mevsimlerde 2-3 günde bir
bacaklar ve karın altı gibi
bölgeler kontrol edilmeli,
gerekirse ilaçlanmalıdır.
Theleiroz (Sıtma)
Nedenleri:
Etkeni ülkemiz için Theleria
annulata adı verilen kan
parazitidir. Hastalar ve
hastalığı atlatanlar
hastalık kaynağıdır. Bulaşma
kenelerle meydana gelir.
Çoğunlukla Nisan- Ekim
ayları arasında ortaya
çıkar. Hastalık oranı %100'e
kadar yükselirken, kültür
ırkı sığırlarda ölüm oranı
da aynı orana ulaşabilir. Bu
nedenle en önemli kan
paraziti hastalığıdır.
Belirtileri: Yüksek
ateş, iştahsızlık, süt
veriminin belirgin olarak
düşmesi, birkaç gün
içerisinde solgunluk, bazen
hafif sarılık ile seyreder.
Korunma Yolları: Kenelerle
mücadele yapılmalıdır.
Hastalığın sık görüldüğü
yörelerde kene mevsiminden
önce aşı yaptırılabilir.
Anaplasmoz
Nedenleri:
Başlıca etkeni Anaplasma
marginale adındaki kan
parazitidir. Genellikle
erişkinlerde görülür.
Kenelerle, kan emici
sineklerle ve hatta bulaşık
iğne ve benzeri aletlerle
bulaşır. Çoğunlukla Nisan ve
Ekim ayları arasında
görülür. Hastalık oranı çok
değişkenlik gösterirken,
ölüm oranı %30-50
arasındadır. Belirtileri:
Süt veriminde düşme, dalgalı
ateş, iştahsızlık, süt
veriminde düşme, solgunluk,
koyu sarı idrar yapma gibi
belirtiler bulunur.
Korunma Yolları: Kene ve
sinek mücadelesi
yapılmalıdır. Bulaşık iğne
ve aletlerin bir diğer
hayvana kullanılmamasına
özen gösterilmelidir.
Kriptospiroz
Nedenleri:
Etkeni Cryptosporodium
parvum'tur. Hastalığın
meydana gelmesinde rota,
corona viruslar, ağız
sütünün yetersiz verilmesi,
kötü bakım ve çevre
şartlarının rolü bulunur.
5-25 günlük buzağılarda
görülür. Hasta olanlar
hastalık kaynağıdır. Bulaşma
serin ve nemli ortamlarda
doğrudan ya da bulaşık yem
ve suların alınması ile
olur. Hastalık oranı %70'e
ulaşabilir. Ölüm oranı da
bazı olaylarda yüksek
olabilir. Buzağı sağlığı
açısından önemli bir
hastalıktır. Belirtileri:
Hafif-orta şiddetli, sarı,
sarı-kahverenkli, sümüksü ve
bazen kan içerebilen krema
niteliğinde ishalle
seyreder. Korunma
Yolları: Çevre
temizliğine ve buzağıların
yeterli ağız sütü almasına
özen gösterilmelidir.
Hastalığın önlenmesi için
ilk 2 hafta bireysel
padoklarda tutulması yarar
sağlar. Hastalar mutlaka
ayrı tutulmalıdır. Çevre ve
barınaklar dezenfektanlarla
temizlenmelidir.
Koksidioz
Nedenleri:
Hastalığın etkeni
Eimeria'lardır. Bu
etkenlerin etkili olması
için 13-32 °C sıcaklık ve
rutubetin olması önemlidir.
En sık 2-4 aylık buzağılarda
genellikle ahır şartlarında,
kışın ve ilkbahar başlarında
ortaya çıkar. Bulaşma
bulaşık yem ve suların ağız
yoluyla alınması ile
şekillenir. Hastalık oranı
düşüktür, fakat bazen yüksek
olabilir. Ölüm oranı
düşüktür. Belirtileri:
Kötü kokulu, kan, mukus
içeren ve uzun süre seyirli
ishal ve ıkınma ile
seyreder. Korunma
Yolları: Hastalığı
önlemek için bireysel
barındırma önemlidir.
Hastalık olan yerlerde suni
emzirme yapılmalıdır. Aşırı
rutubet önlenmelidir. Altlık
en geç 5 günde bir
değiştirilmelidir. Veteriner
Hekimin önereceği
dezenfektan madde ile
barınaklar temizlenmeli ve
vereceği ilaç ağız yolu ile
kullanılmalıdır.
Uyuz
Nedenleri:
Çeşitli uyuz etkenleri neden
olur. Ahırların aşırı
kalabalık ve rutubetli
olması rol oynar. Besi
sığırlarında, gençlerde ve
kışın daha çok gözlenir.
Bulaşma direkt veya dolaylı
yoldan temasla meydana
gelir. Hastalık oranı bazı
ahırlarda çok yüksek
olabilir. Ölüm oranı çok çok
azdır. Belirtileri:
Kıl dökülmesi, kaşıntı ve
deride kalınlaşma ve yer yer
kabuklanmalar ile kendini
belli eder. Korunma
Yolları: Ahırlarda aşırı
kalabalık ortam ve rutubet
mümkün olduğu kadar normale
getirilmelidir. Hasta
hayvanlar en kısa sürede
ayrılmalı ve tedavi
ettirilmelidir.
Bit Enfestasyonu
Nedenleri :
Kan emici bitler ve yalayıcı
bitler neden olur. Kapalı
ahır şartları ve aşırı
kalabalık ortam hastalığın
yayılmasını artırır.
Gençlerde, sonbahar sonu -
ilkbahar başlangıcı arasında
daha çok görülür. Hastalık
oranı çok yüksek olabilir.
Belirtileri: Deride
kıl dökülmesi, kızarıklık,
kabuklanma ve kaşıntı ile
seyreder. Korunma
Yolları: Ahırların fazla
kalabalık olması
önlenmelidir. Hastalar ayrı
tutulmalı ve kısa sürede
tedavi ettirilmelidir.
Kene Enfestasyonu
Nedenleri:
Hastalığın nedeni mera
kenelerdir. Keneler 25-27 °C
sıcaklıkta en aktif olurlar.
İlk ve sonbahar arasında çok
görülür. Hastalık oranı çok
yüksek olabilir.Ölüm oranı
direkt olarak çok düşüktür;
fakat, taşıdığı kan
parazitleri nedeni ile büyük
öneme sahiptirler.
Belirtileri: Özellikle
bacak araları ve kuyruk
altında kenelerin
görülmesiyle kendilerini
belli ederler. Verim
düşüklüğü, zayıflamaya ve
kansızlığa neden olurlar.
Korunma Yolları: Kene
mevsiminde sığırları 2-3
günde bir mera dönüşü
kontrol etmek gerekir. Belli
aralıklarla ilaç
uygulatılmalıdır. Kenelerin
yoğun olduu meralar mümkünse
dinlendirilmeli, yani bu
meralara hayvan sokmamak
gerekir.
SONUÇ
Bir sığırın en temel ihtiyaçları
yeterli-dengeli beslenmenin ve
uygun barınağın sağlanmasıdır.
Süt sığırlarının bulunduğu
döneme göre beslenmesi
yapılmalıdır. Örneğin genç
düvelerin beslenmesi, süt veren
ineklerin beslenmesi, kuruya
alınan ineklerin beslenmesi ayrı
ayrı özellikler taşır.Yeterli ve
dengeli beslenme
sağlanamadığında çoğunlukla
direkt olarak bir hastalık
tablosu ortaya çıkmasa da,
istenilen ya da beklenilen verim
elde edilemeyebilir. Böyle
durumlarda hayvanın beslenmesi
gözden geçirilmeli, hatta uygun
beslenildiği söz konusu ise yem
analizleri
yaptırılmalıdır.Yetersiz
beslenme durumunda verim
düşüklüğünün yanında
hastalıklara yakalanma ihtimali
de artacaktır. Örneğin yeni
doğum yapmış bir kültür ineği
günde 35 lt süt verdiğinde,
ineğin meme bezi ve karaciğer
gibi organları aşırı çalışır.
Artan enerji gereksiniminin
büyük bölümü rasyondan, bir
kısmı da vücuttaki yağlardan
karşılanır. Eğer artan enerji
gereksinimi rasyondan
karşılanamazsa, aşırı yağ
kullanımı sonucu ketosis denilen
metabolizma hastalığı meydana
gelir. Bunun sonucu süt verimi
ve yavru veriminde azalma göz
önünde bulundurulursa büyük
ekonomik kayıplar ortaya çıkar.
Hayvanlardan en uygun verimin
elde edilmesi ve hastalıklara
yakalanma ihtimalini azaltmak
için uygun barınağın sağlanması
zorunludur. Bu nedenle bir
barınakta;
-Ahırlarda durakların uygun
ölçülerde olması
-Ahır sistemlerine göre yemlik
ve sulukların yeterli ve uygun
ölçülerde
olması
-Sığırlarda önemli problem olan
solunum sistemi hastalıklarını
azaltmak
için ahırın havalandırmasının
yeterli olması (İdeal sıcaklık
13-21 °C,
ideal nem oranı %65-75 olmalı)
- Metabolizma hastalıklarını
önlemek için özellikle gebeliğin
son
dönemlerinde serbest
gezinecekleri alanların olması
-Düşüp kaymaları, çeşitli ayak
hastalıklarını ve mastitisi
önlemek için
uygun zeminin seçilmesi ve bol
altlık bulundurulması
-Doğum locaları, buzağı boksları
ve karantina bölümlerinin
bulunması
-Kapılarda eşik bulunmaması
-Kapı girişlerinde antiseptik
içeren ayak banyolarının
bulunması
gereklidir.
Sığırcılık işletmelerinde bakım
ve idarenin başarılı olabilmesi
veteriner
hekim ile yetiştirici arasında
iyi bir işbirliği gerektirir. Bu
işbirliğinde
kayıtlar değerlendirilmeli,
önceki direktiflerle yapılanlar
karşılaştırılmalı,
sağlık problemleri gözden
geçirilmeli, suni tohumlamadan
ahırın
havalandırmasına ve süt
üretimine kadar her şey
değerlendirilmelidir.
Bakım ve idarenin başarılı
olabilmesi için yetiştiriciler
de;
- Veteriner hekim kontrolünden
geçmeyen hayvan satın almamalı
-Altı aylıktan ileri gebe inek
ya da düve ile bir aylıktan
küçük buzağı
satın almamalı
-Barınakların yapımı,
hayvanların bakım ve
beslenmelerinde uzmanların
önerilerini dikkate almalı
-Sığırlar ile koyunlar ayrı
barındırılmalı
- Ani yem değişiklikleri
yapmamalı
-Hayvanlarını hastalıklara karşı
koruyucu olarak mutlaka
aşılatmalı
-Hastalık görüldüğünde en seri
şekilde haber vermeli
-Hayvan alım satımı ile
nakliyesinde menşei
şahadetnamesi ve veteriner
sağlık raporu alınmasına özen
gösterilmelidir.