Krizler ve
anlamsız kalabilen (STK)
amaçlar!
Herhangi kaynaklı bir kriz
yokken, çeşitli amaçlı ama her
birisi de toplumun bir ihtiyacı
doğrultusunda örgütlenmiş sivil
toplum kuruluşları, bu
ihtiyaçların çok geri planlara
düşebileceği -doğal, ekonomik,
sosyal vd- kriz ortamlarında
kendilerini bir anlamsızlık
ortamında bulmazlar mı?
Bu tür durumlarda, varlıklarını
sürdürebilmek için
gereksindikleri kaynakları
toplumdan talebederken
alabilecekleri "bizim
derdimiz ne, sizin amacınız ne!"
yanıtını tahmin ederek kendi
kendilerini anlamsız bulmazlar
mı?
Benzer şekilde, kendine bir
"temel varlık nedeni" (öz-niyet,
misyon) tanımlamış bireyler
de, bu gibi durumlarda
kendilerini boşlukta
hissetmezler mi?
Örneğin bir savaş patlak
verdiğinde ya da bir deprem
afeti sonrası, "kendini sanat
yoluyla geliştirmeye"
vakfetmiş bir kişinin durumu -en
azından- ilginç değil midir?
Kriz ortamlarında STK'lar!
Buna göre, toplam olarak
onbinlerle ölçülebilecek sayıda
yurttaşın oluşturduğu yaklaşık
70,000 dernek ve yaklaşık 9,000
vakıf için şu kritik soru'nun
cevaplanması gerekiyor:
Kuruluş
amacımdan farklı ihtiyaçlar
dayatan kriz ortamında, hem
kuruluş amaçlarıma hem de yeni
ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap
verebilecek konumlanma nasıl
olmalıdır?
İnsanoğlu kolaycıdır!
İnsanların çoğu, bir sorun ile
karşılaştığında olabildiğince
çabuk ve kolay biçimde kurtulmak
ister. Kriz ortamında bu daha da
baskın olabilir. Bu nedenle de
"hemen" çözüm getirmeyeceğini
düşündüğü girişimlerin ne içinde
bulunmak ne de destek vermek
ister. İlk aşılması gereken
güçlük budur.
Aynı derecede önemli ikinci
güçlük, kriz sorunlarının
aslında birer "hayalet
sorun" (phantom) (http://tinyurl.com/ctuuof)
olduğunun atlanıp, ardındaki kök
nedenlere yönelmesi gereken
çözüm önerilerinin "ilgisiz"
sanılmasıdır. Örneğin,
"işsizlik" adı verilen ve tam
bir hayalet olan sorun'un
köklerinin her birinin içindeki
"öğrenme"
olgusunun "ilgisiz" sayılması
gibi (http://tinyurl.com/aj8w9u).
Ve üçüncü neden de, kök
nedenlere yönelse dahi, gereken
çözümleri üretebilecek Sorun
Çözme Kabiliyetinin (SÇK)
yetersiz olabilmesidir (http://tinyurl.com/c38f33).
Bu üç neden birleşerek, bir
STK'nu yönlenmesi gereken yolun
dışına, hayalet sorunlarla
boğuşmaya itebilir. Halbuki bu
tür sorunların en önemli
özellikleri "çözülemezlikleri
ve çözmeye israr edenleri,
enerjilerini tükettirerek
öldürdükleri"dir.
Çok büyük kaynaklar
tüketmelerine karşın,
eğildikleri alanlarda övünmekten
başka katma değer yaratamayan,
yaratamadığı gibi yaratabilecek
olanların da kaynaklarını
tüketen STK'ların durumları
budur.
SÇK geliştirmeye çalışmak:
Yapılabilecek ve de yapılması
gereken en önemli iş!
Bir STK normal koşullarda hangi
alanı ana uğraşı olarak seçerse
seçsin, kriz koşullarında o
alanla ilgili SÇK'ni
geliştirmeye çalışmak en
akıllıca tutum olur. Çünkü, kriz
ortamlarından olumsuz
etkilenenlerin hemen tamamı SÇK
düşük birey ve kurumlardır.
Toplumun bütününün ya da bir
kesiminin SÇK'ni geliştirmeye,
sorun çözme araçları dağarcığına
yeni ve etkili araçlar eklemeye
çalışmak hem kriz ortamında hem
de olağan koşullarda yarar
sağlayacaktır.
Ama bir sorun var!
SÇK'nin geliştirilmesine yönelik
girişimler, STK'nın ayakta
durması için gereken kaynakları
sağlamak durumunda olanlara
çekici -hatta gerçekçi-
görünmeyebilir. İşte bu gerçek
bir sorundur. Bir toplumda
kaynakları ellerinde tutanlar
karmaşık görünüşlü bu
mekanizmayı farketmemişlerse o
durumda kale içerden fethedilmiş
duruma düşülebilir.
Ama her durumda yine de
yapılacak bir şeyler vardır,
olmalıdır...
Toplumun tümü ya da bir
kesiminin SÇK'nin geliştirilmesi
için kullanılabilecek yol sorun
çözme araçları dağarcığına yeni
aletler koymak olduğuna göre
burada bir esneklik vardır.
Bir STK'yı oluşturan ve
destekleyecek olanların
tercihleri dikkate alınarak şu 2
araç türünün uygun bileşimleri
birlikte kullanılmalıdır:
1. Kullanıldığında somut
sonuçları görülebilecek araçlar,
2. Sonuçları ancak uzun vadede
ve değişik yararlar biçiminde
ortaya çıkabilecek araçlar
Hekimlerin genelde
benimsedikleri tedavi usulü de
aşağı yukarı böyledir. Bir
yandan, hastalığın rahatsız
edici semptomlarını giderip
zaman kazandıran ve hekime güven
duyulmasını sağlayan ilaçlar;
diğer yandan da kök nedenleri
ortadan kaldırmaya yönelik ilaç
bileşiminin kullanımı.
STK bu iki bileşenin
ağırlıklarını iyi
ayarlayabildiği ve STK
katılımcısı ile destekçilerinin
profilleri de bu ağırlıklarla
uyumlu olabildiği takdirde, en
ağır kriz durumlarında bile işe
yarayabilecek sonuçlar
alınabilir.
Bütün bunlara karşın hasta
(yani sorun) kurtulmazsa
(yani çözülmezse)
n'olacak?
Onun yanıtını da yine hekimler
veriyor: Ameliyat çok
başarılıydı, ama hastayı
kaybettik!
Şubat 24, 2009
Tınaz TİTİZ
Kaynak: http://www.tinaztitiz.com/yazi.php?id=1070